Friday, June 30, 2006

dugun dernek - hayat kurtaran bengin

bugun dugun var.

uyandim, yikandim, makyaj malzemelerimi sirtlandim.

elbisemi yeniden giydim, pek guzel...

bir de baktim ki bacaklarim hala turuncu beyaz cizgili (dun erbenle icmekten kicimizi kaldirip boyayamadik beni de...) hemen banyoya kostum. keselendim (inanamadim kendime). aaaaa cikmadi. aglayarak erben'i aradim. tiner ve asetonla cikarmaya ugrasirken bacaklarimdaki catlaga dolmus kina benzeri lekeleri, bengin aradi.

aglaya aglaya anlattim muhtesem otobronzan macerami. ve bengin beni sakinlestirip hayata donduren cumleyi sarfetti : "e corap giy".

simdi cikip corap alacagim. onun disinda her sey tamam sayilir. kuafor falan kaldi da onlar hallolur nasil olsa...

hadi hop. ben halay cekmek istemiyorum !!!

(avuc icime de giyemem degil mi corap ?)

Thursday, June 29, 2006

yapay bronzlastirici almam lazim dedim erben'e... malum ya, gokce evleniyor, yarin buyuk gun ve hepimiz arkadasimiza yarasir kiliklarda tesrif etmeliyiz dugune : yesil ayakkabima uysun diye gidip yesil elbise aldim, saclarimi boyatmayi planliyorum, makyaj yapiciiim, erben de alisverise cikti falan...

bu arada bir de baktim dunyanin en kolay yanan insani oldugum icin kollarim omuzlarima kadar kahverengi olmus bile... oysa istanbul'da yalnizca bir hafta gecirdim daha.

yapay bronzlastirici denmiyormus ona, erben onbes dakika dalga gecti. 'otobronzan'mis turkce'si de. ben nereden bileyim sanki her gun solaryum ve otobronzan arasinda secim yapiyorum, tovbeeee...

gittim aldim. kullanma kilavuzunu okudum : soyle guzel urun, boyle muhtesem, fis fisi var, her yerinize sikin super olursunuz yaziyordu. ben de aynen onerilen sekilde kullandim. bitirdikten sonra da ellerimi guzeeeelce yikadim. sabah beni bir katastrof bekliyordu : avuc iclerim turuncu ! bacaklarimin yarisi da... kol kismi sanirim daha iyi ama sirtimi da goremiyorum isikli ortamda... boku yedim dedim. panik halinde erben'imi aradim dedim yetis erben! henuz yetisemedi, ben evde hala turuncu dizlerle ve ellerle oturmus kurtarilmayi bekliyorum.

ayrica cinderella olsam prens ayakkabimi dusurdugumde benimle bir daha konusmaz zaten, ayaklarimin alti da, spreyden doulen partikuller dolayisiyla kahverengi (bu da demek oluyor ki en iyi ayagimin alti bronzlasiyor hayatta)!

hasili erben gelecek de her yerimi iyi bir sunger ile ilaclayacak. bu arada bu otobronzan adi altinda satilan sey de sprey boyadan farkli degil. haberiniz ola.

haydi dugune !!!

Thursday, June 15, 2006

icmisiiim, dertliyiiiiim bir bilsen ben ne haldeeyim !



doktor "ne yerse yesin" demis.

tutuklansam eglenir miydik ?

bastille'deki bara annemi goturemem. gitmek icin yarin son sansim. ama gidecek kimsem yok. kimsesizim cok mutsuzum ve kendime aciyorum.

non c'è nessuno.

az ictim. bruno bana aksam yemegi yapmis : her seyli salata, kabakli balik (kulaga hos gelmiyor ama tadi guzeldi), super bir sise beyaz sarap (e tabii oncesinde turuncu bir portekiz seysi ictik : apéro), ev yapimi yogurt ve dondurma. damla esittir agop'un kazi.

aksam allah'im beni uyut diyerek uyudum. sonunda uyuttu.

son donemde izledigim filmerden en iyisine gittik dun : C.R.A.Z.Y. adi, kanada yapimi ve simdi adini alkolun etkisiyle unuttugum bir yonetmen cekmis. kebekua konustular cok gulduk. ama harbiden superdi cekimler, anlatis, oyuncular, renkler... ben tabii ki de cok agladim. ama film kimseye acikli gelmedi o cok ayri.

"emmenez-moi" sarkisi yasaklansin, hayatta daha ugursuz bir sarki daha bilmiyorum simdilik.

bakalim bu gece uyuyabilecek miyim ? friends falan olsa da izleyerek uyusam ya da will and grace (zaten su anda hem will hem de grace ile ilgili ciddi sorunlarim var hayatta) ya da family guy ya da artik ne olursa perihan abla falan...

erben'i ozledim. (resimdeki ben olmayan - hadi ya)

Wednesday, June 14, 2006

siktirip gitmek

artik vakti geldi.
buradaki her seyi ardimda birakip gitmem lazim.
zaten cocuklugumdaki gibi midem de bulaniyor.
cikarin beni buradan ben deli degil(d)im ???
eve doneyim de bir kasarli tost yiyeyim artik.
her sey hep ayni.
her sey bozuk.
bir daha gitti etti on yuz bin milyon baloncuk.
ay ay ay.
bir de oooooooooofffffffff.
(sigaram bitti tutun sariyorum)

Saturday, June 10, 2006

ciao amore

son donemdeki favorim budur. adim hidir degildir ancak kalbim elbet temizdir...

ciao amore, dalida'nin sevgilisi luigi tenco'nun yaptigi agir damar olmasa da aslinda agir damar mesajlar iceren -bence- sarkisi. bu sarkiyi san remo'da soyledikten sonra da sakkadanak intihar ederek hayatin nasil bir sey oldugunu herkese kanitlama kaygisi gutmustur herhalde...
ahanda ciao amore :

Nous sommes deux ombres biz iki golge
Et deux solitudes ve iki yalnizligiz
Un grand amour sombre buyuk karanlik bir askiz
Dans les habitudes aliskanliklar dahilinde (cok arapca oldu ama cok sarhosum)
Et l'on ose à peine ve zar zor (barely) curet ediyoruz
Rompre le silence sessizligi kirmaya
Mieux vaudrait la haine nefret yeg tutulurdu
Que l'indifférence duyarsizliktansa
Mais je veux vivre vivre ama ben yasamak yasamak istiyorum
Je veux qu'on m'aime sevilmek istiyorum

{Refrain:}
Ciao amore, ciao amore, ciao amore, ciao hoscakal askim, hoscakal askim, hoscakal askim, hoscakal
Ciao amore, ciao amore, ciao amore, ciao
hoscakal askim, hoscakal askim, hoscakal askim, hoscakal

Nous vivons dans du rose pembeler icinde
Dans du gris monotone ve monoton griler icinde yasiyoruz
J'ai besoin d'autre chose benim mir mir eden bir kediden
Que d'un chat qui ronronne baska seye ihtiyacim var

Je veux voir le monde dunyayi gormek istiyorum
Qu'il soit gai ou triste ister neseli ister huzunlu olsun
Qu'il chante ou qu'il gronde ister sarki soylesin, ister azarlasin
Pourvu qu'il existe yeter ki var olsun
Je veux voir des villes sehirler gormek istiyorum
Qu'elles soient blanches ou rouges ister beyaz ister kizil olsunlar
Et des yeux qui brillent bir de isildayan gozler
Et des gens qui bougent kiprasan insanlar
Moi je veux vivre vivre ben yasamak, yasamak istiyorum
Comme ceux qui s'aiment birbirini sevenler gibi

{au Refrain}

Je te laisse tes livres sana kitaplarini birakiyorum
La cloche de l'église kilisenin canini
La tiédeur de vivre yasamin ilikligini
Dans cette maison grise bu gri evde

{au Refrain}

Ciao amore...
hoscakal askim, hoscakal askim, hoscakal askim, hoscakal
Ciao amore, ciao amore, ciao amore, ciao
hoscakal askim, hoscakal askim, hoscakal askim, hoscakal

tabii sarhos kafa kimbilir nasil oldu cevirisi ama bu sarki ahanda budur dedirtti bana... oysa genelde iliskilerde kitaplar hep bana ait olmustur !

donmeme 12 gun var sanirim. annem gelecek yakinda... bir de tez var yazilacak ama ustesinden gelir miyim ki derken bile icimden bir ses, yollanan isaretlere dayanarak "yazman lazim" diyor hic durmadan.

there's a place in the sun for anyone di mi ??? but where's mine ???

hadi bakalim iyi geceler, opsun topumuzu mor cuceler.

hi ho ho